22 Ekim 2009 Perşembe

O kadar çok şey var ki aklımda hangisi yazmaya daha çok değer karar veremiyorum!

Okulda ki son dersimin bi sebepten ertelenmesini fırsat bilip kapağı evime attım.Öğlenin bu güzel vaktinde uyumaya niyetlenmiştim kii,''yazmalıyım'' bişiler post'lamalıyım diye düşündüm.Uzun düşünceler sonrasında beni bu aralar en çok heyecanlandıran şeyi yazmaya karar verdim.Bakın bakalım neymiş o (:

Bebeklere bayılırım,onların suratında ki o anlamsız gülümsemelerine hatta ve hatta ağlamalarına bile.Ama en çok benim yiğenim olanlara bayılıyo olmam gerekki yaklaşık 1,5 ay önce aldığım bi haberle havalara uçtum.Olay aynen şöle gerçekleşti...

(sıradan bi kahvaltı esnasında)

-ecce:abla yaa niye bişiler yemiyosun,noldu hasta mısın?
-abla c.:yok canım istemiyo,midem bulanıyo,bu aralar çok oluyo
-e.:ahahahah hamile misin yoksa kızım?
-c.:(şapşal şapşal sırıtarak)
evet!
-e.: höööö?!^#%/&

1 hafta öncesine kadar cinsiyetini bile bilmediğimiz ve boyu max. 15 cm olan varlığı şimdiden o kadar çok benimsedim ki; gözüm sürekli bebek reyonlarında.Geçtiğimiz cuma g.n.o(bundan da bilare bahsedicem)'dan önce saat 6 sularında aldığım haberle, dünya daha da bi PEMBE gözükmeye başladı gözüme.Meğersem bizim 15 cm'lik ileride minik prensesimiz olucakmışda bizim haberimiz yokmuş (: Haberi alır almaz hemen miniğe ilk hediyemin ne olması gerektiği konusunda araştırmalara giriştim,ve sonunda ona içinde pembe olan herşeyi almak istediğimin farkına vardım.Uzun çabalarım sonunda bu pembe şeylerin listesini biraz daralttım.İşte bazıları:


Tabii herşeyin ötesinde süper zeki, bi o kadar da tatlı, ''minik'' canavar ve minik prensesin doğmasıyla ''büyük'' abi olucak e.'yi de unutmadım.Böle bi set'le tam bi takım oluruz sanırsam (:
Muhtemelen mart'ın sonlarına doğru bu post'un başka bi bölümünü daha yazarım.O zaman minik prensesde bizimle olur hatta (:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder