29 Ocak 2010 Cuma

İzninizle İskoçya'dan nefret edicem! ! !

«-What am I gonna do now?»
«-Go ask alice!»

Çok duygusalım şu sıralar.Gidenlerin peşinden benimde gidesim var.Aslında önlerine geçip durdurmak isterdim onları,ama niye yapıyım ki böle bişi.Geriye dönmeleri için gitmeleri gerek sonuçta...

En yakın arkadaşımlarımdan biri(sis s) pazar günü İskoçya'ya gidiyo, bir diğeri ise çoktan gitti.İzin verin en yakın arkadaşınızı uğurlamak nasıl bişi size anlatayım.Aşağıda saydıklarım benim son 2 aydır başıma gelen sıradan! şeyler:

-Aylardan beri uğraşılan prosedürlerde çıkan pürüzler içinizde anlamsız bi sevinç hissetmenize sebep olur.Sonra kendinize kızarsınız niye böle bişiye sevindim ben diye...

-Alışverişe çıktığınızda gözünüz hep kalın kalın kazaklara takılır.Hepsini ona alsam da üşümese bari oralarda dersiniz.Kaz tüyü montların ısıtma gücünden bile şüphe edersiniz o derece yani...

-Zara'da o küçük çanta indirime girer,siz bi telaş ararsınız arkadaşınızı.Telefonu kapattıktan sonra o çantayı ilk kez taktığında muhtemelen ben yanında olmıcam diye ağlayasınız gelir...

-Her telefon konuşması bir öncekine göre daha uzun ve daha fazla suskunlukla geçmeye başlar.Sonuçta yurtdışı telefon konuşma ücretleri cep yakar,hali hazırda burdayken bütün herşeyi anlatmak lazımdır...

-Çevredeki insanlar yersiz gülüşmelere, bakışmalara hiç bi anlam veremezler.Vermeleri de gerekmez zaten...

-Evsizler hakkında konuşmalar sıklaşır...Beklentiler artar...''hiç bişi yapmıcam artık''cümlelerini, ''Bak şimdi S. dünyada olmasa yani demek istediğim hiç yok...'' cümleleri takip eder...

- 3-5 saat alışveriş için kısa bir süredir bunun farkına varılır.

-İstenilen çizme, ancak ve ancak bütün mağazalar dolaşıldıktan sonra elde edilebilecektir.(Sonuçta tarih tekerrürden ibarettir.)

-Onun mesaj kutusunda kendinize rakip çıkabilcek insan(lar)ın varlığı sizi rahatsız etmeye başlayabilir...

-İnsanlar garip davranışlarınıza anlam veremezler.Yargısız infazlar başlar, sanki bütün dünya size karşıdır...

-5 ay kaç gündür, kaç saattir,kaç dakikadır diye hesaplamalar yapılır...

-Anne, baba İskoçya ve küçük bir Avrupa turu için ikna edilmeye başlanır...

-Gidebilmek için para biriktirilir...

-O daha gitmeden H&M siparişleri verilir...(ekstra bavul ücretini ben karşılıcam sözz! )Bulamazsan diye adresinide veriyim :
Unit LSU4 Ground Level Mall, Union Square, Guild Square Aberdeen

-Onun Erasmus ofisinde sabahlaması göze batan bir şeydir.Can sıkıcıdır.Ofisteki Esra kıskanılır...

-Yokluğunda kedi Sezar'a olan sorumlulukların artması işin iyi tarafı olarak görülebilir.(Ablan İzmir'e giderken bana bırakabilirsiniz Sezoş'u :))

-Telefon melodisi olarak American Boy'un uzun bir süre çalamayacak olması yürek parçalayıcıdır.Sonuçta o şarkı çok sevilir...

Just another one champion sound
Me and S. about to get down
Who the hottest in the world right now.
Just touched down in London town...

-Can sıkıcı olaylar hatırlandıkça, o gidince ben kimi arıcam bunları anlatmak için denir.Diğer yakın arkadaşların varlığında teselli bulunur...

-Erasmus kelimesi geçici olarak yasaklanır, zira ağlamaya sebep verebilecek nadide kelimelerdendir.

-Eğer seneye bende gidersem bu ayrılık gibi bi tane daha yaşıcaz, şimdiden alışmaya başlamalıyım diye kendi kendine telkinlerde bulunulur...

-Telkinler pek sonuç vermez...

-Son ana kadar hiçbir şeyin farkında varmadan ,sanki pazar günü o uçak iskoçya'ya uğrayıp, hiç iniş yapmadan Türkiye'ye geri döncekmiş gibi hissedilir...

-Veda gecesi düzenlenmek istenilmez, yani gönül buna el vermez; ama sonuç olarak iş başa düşer, düzenlenilen geceye bile gidilemez...( #letsbehonest, we all hate snow)

-B planına geçilir,okul arkadaşları gecesine katılınılır,makyaj malzemeleri waterproof olmalıdır...

-Gerçeklerin farkına birazda o gece varılır,dur desende o uçak o gün kalkıcaktır...

-İstiklal caddesi uzundur,hava soğuktur,eldivenlerse yetersiz.Taksiye binildiğinde o kazağın yanına bi de eldiven mi alsaydım diye düşünülür...

-Taksim-Mecidiyeköy arasının çok kısa olması can sıkıcıdır.Yol boyunca susulur,uzaklara bakılır, sonrada taksicinin aynadan size bakıyor olmasına aldırmadan ağlanır, ağlanır, ağlanır...

-Kar yağmasına rağmen, giden taksinin arkasından el sallıyo olması; hayatınızın son 7 senesinde hata yapmamış olduğunuzun göstergesidir...


O kadar çok özlicem ki seni.Son aylarımız,günlerimiz,saatlerimiz iyi ki böle geçti.Ayrılığın değerini iyi bilcez bence.Bak, en son ne zaman bu kadar çok ayrı kaldığımızı 2mizde hatırlayamadık...Demek ki neymiş lazımmış böle bişi.OUUFFFFF GİT VE GERİ GEL ARTIK NOLURRRR!!!

Seni çok seviyorum S.

EccE



1 yorum:

  1. ben seni tahmin ettiğinden daha çok seviyorum canım kardeşim..

    YanıtlaSil